6 Mayıs 2009 Çarşamba

Tanrılara yakışan bir ziyafet

Basit tanımlamalar hangi alanda yapılmış olursa olsun can sıkıcı şeylerdir. Yaratım sancıları, kılı kırk yararak çalışılan onlarca saat ve hep daha iyiyi ararken sonu bir türlü gelmeyen yapılanı yakıp yıkıp yeni baştan yaratma süreci her sanat dalının kendine has ritüellerinin başında gelir. Müzik de pek tabii bu ritüellerden nasibini almış bir sanattır. Bu ritüellerden nasibini aldıkça kıymetlenir notalar ve şarkı sözleri. Kıvamını ve kendini böylelikle daha rahat bulur. Tüm bu naçizane gerekçelerimi bir araya topladığımda rahatlıkla diyebilirim ki bir grubun yaptığı müziği debut albümünden başlayarak aceleyle yapılmış bir tanımlamayla belirli bir “türün” mecburi sınırları içine hapsetmek sanırım müziğe her anlamda yapılan en büyük haksızlıktır. Emo/Post-rock ve bunlar gibi daha nice etiket bence müziğe zorla iliştirilmek istenen boş etiketlerden başka bir şey değildir. Dinleyici kulaklığını taktığında ya da hoparlörlerine iştahla yaklaştığında tanımlar yaratıcıyla aralarından çekilip gider, buharlaşır ve yok olur. 17 Şubat’ta The Appleseed Cast de sessiz sedasız The Militia Group etiketiyle yedinci albümü Sagarmatha’yı sanki bu tip kategorizasyonlardan ne kadar şikayetçi olduklarını hissetmek istercesine çıkardılar. Nevi şahıslarına münhasır “seslerini” 7. albümleri Sagarmatha’da ulaştırmak istedikleri yer, albümün adının anlamı biraz eşelendiği takdirde belirginleşiyor aslında. Sagarmatha, Everest dağının diğer adı: gökyüzünün alnı Sagaramatha. Albümün ruhani haleti ruhiyesi de adına yakışır nitelikte. Kendine has sükunetle aslında pasif agresif bir ruh halini seslendirmiş The Appleseed Cast. Grup elemanlarından Christopher Crisci’nin de belirttiği üzere, özellikle albümün 7. parçası “Raise The Sails”da bu ruh hali iyice belirginleşiyor. Post apokaliptik zamanlara ait bir “sessizliği” kayıt altına almaya, en baştan kendi tahayyüllerinde yaratmaya çalışmış The Apleseed Cast Sagarmatha’da. Albümün aldığı olumlu eleştiriler yaşamakta olduğumuz zamanları yansıtmakta oldukça başarılı olan bu gruba ne kadar ihtiyacımız olduğunun bir göstergesi adeta. Sessiz sedasız çıkan bu albüm, bir yerlerde kendisiyle aynı dingin kederi paylaşan birilerine gönderilmiş, hiçbir tanımlamaya uymayı kabul etmeyen, The Appleseed Cast’çe yazılmış açık bir mektup gibi. Onu okumak da okumamak da bizlerin elinde. Ben hakkını okumaktan yana kullananlardanım.

DİKKAT! Siz de homurdanın ibaresi download linkidir ardakaşlar. Lütfen, dikkatlerinizi istirham ederim! (Bu yazıdaki link için Sel'e teşekkürler.)

Siz de homurdanın

1 yorum:

Selofan dedi ki...

"çok" klasmanında bir albüm. mayısta nasıl koyduysa, temmuzda da o nicelikte koyabiliyor.

çok feci.